Angola hem dinamik bir başkent hem de sahilleriyle ziyaretçileri büyüleyen bir turizm cenneti. Aynı zamanda tropik iklimi ve kilometrelerce uzanan vahşi Atlantik kumsallarıyla da turistlerin gözdesi. Angola nüfusunun dörtte birinden fazlası, çevrelerinde palmiyeler bulunan modern gökdelenlerin olduğu bulvarlarla dolu olan başkent Luanda'da yaşıyor. Uluslararası çalışan bir finans camiasına da ev sahipliği yapan bu kuzeybatı şehri, kozmopolit bir atmosfere sahip. Ayrıca Angola’nın benzersiz yemek, spor ve sanat dünyasını da unutmamalı. Tarihe ilgi duyanlar için ise, 1628'de inşa edilen Portekiz tarzı Nossa Senhora dos Remédios (Meryem Ana Katedrali) de dahil olmak üzere Baixa de Luanda'nın tarihi merkezi pek çok sürpriz barındırıyor. Luanda'dan uzaklaşıp Angola'nın diğer bölgelerine gittiğinizdeyse, başkentin güneyindeki Miradouro do Lua'nın atmosferik kayalıkları, ülkenin güney ucundaki uçsuz bucaksız kumsallar ve el değmemiş vahşi doğa sizleri bekliyor.